hat | kaynak | yazım usulü | hattat | video |
---|---|---|---|---|
ve nunezzilu minel kur'âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu'minîn | İsra Suresi 82. Ayet | Celi Sülüs | Ekber Mukim | Nevzat Tarhan |
English
عربي
Français
日本語
Ve Kur'an'dan müminler için şifa ve rahmet olanı indiriyoruz.
İnsanın “âlem” arar kendine. Âlem, algılanan demeye gelir. Kendini içinde bulduğu evreni, bilinciyle kendi içinde bulundurur. Âlem içre olmak, âlemi içermektir. Her şeye bir anlam atfetmeye niyetlenirken, eşyanın yüzünde tanıdıklık görmek isterken, kendisini baş köşesine yerleştirebileceği bir oda arar. Kendisine tanıdık gelen ve aşina görünen yüzler ister etrafında. Başka türlü “insan” olamaz. “İnsan” olmak, “ünsiyet kurmak”tır çünkü. İnsan olmak, doğru yerde olduğundan emin olmaktır. Aşina yüzler içinde, aşina bir yüz olarak var olmaktır.
Kur’ân, kelimenin kök anlamıyla, “okunan” demeye gelir. Anlam üretilen her türlü kompozisyonu anlatır.
Anlamın olmadığı yere yabandır insan.
Evcilleştirmek ister her gördüğünü. Kuşlar gibi kendine alıştırmak ister. Öylece açar kalbinin kanatlarını.
Anlam, elinin uzanamadığı yerden iner insana. O anlam ki her şeyi insan aklına “okunur” yapar; anlamın göğüne çevirir gönlünü. Tanıdık olmakla, tanıdık bulmakla şifalanır insan. Yabancılığını giderir. Yadırgamaktan ve yadırganmaktan kurtulur. Tanıdık ve anlamlı bir var oluş, insana güvenilen ve güvenen olma fırsatını verdiği için “mümin” olarak rahmetin dal uçlarından anlam meyveleri devşirir. Kalbi dolar, ruhu doyar.
Biz Kur'an'ı mü'minlere şifa ve rahmet olarak indiriyoruz.
Bu eseri sergimize bağışlayan koleksiyoner Sayın Zeynel İnci'ye teşekkür ederiz.
Hattat Seyid Hamid tarafından meşk edilen bu eser Sultan Abdulhamid Han Hastahanesinde görülebilir.
Comments