hat | kaynak | yazım usulü | hattat | video |
---|---|---|---|---|
la rahete fiddünya | hadis | Celi Talik | Ekber Mukim | |
English
عربي
Français
日本語
La rahete fiddünya - Dünya rahat yeri değildir
"Dünya" adı üzerinde "aşağı yer" demeye gelir. İnsana umduğundan azını verir dünya. Kalma yeri değildir; gelip geçme yeridir. İnsanın özündeki potansiyeli açığa çıkarması, bir çekirdek gibi filizlenmek için kabuğunu kırması beklenir dünya hayatında. Kabuğuna razı olan insan, konfor alanında kalır. Gelişiminin kapısını baştan kapalı tutar; çürür böylece. Kendisiyle tanışmadan sessizleşir, dilsizleşir, kimliksizleşir, hapsolur darlıkta. Yeniye doğru açılmak, bu rahatlık arayışını bozar. "Şimdi burada" olmanın tazeliği, yaşadığı 'bugün'le ilk ve son defa karşılaşıyor olmanın heyecanı, bir sorumluluğa çağırır insanı: "Her an yeniden başlayabilirsin!" "Kendini tekrarlama!" "Sırf alıştığın için güvendiğin, güvendiğin için tekrarladığın döngülerde oyalanma!" Şimdi ve burada olmanın farkındalığı insanın önüne sonsuz gelişim seçenekleri açar. Olduğundan fazlası olmaya çağırır. "Rahatlık" arayışından vazgeçen insan rahatsızlıklarından kurtulur. Hayatın karşısına çıkardığı belirsizlere ve acılara karşı, sürekli çaba ile karşılık verir. "Dünyada rahat yoktur" ifadesi, dünyanın belirsizliğinin üzerine çıkmak içindir. "Dünyada rahat yoktur" hükmüne razı olmak, kayıplar ve ayrılıklar karşısında acı çekmemek içindir. Dünyanın gerçeğini kabul eden, acıları yok sayarak değil, belirsizlikleri yok ederek değil, onlarla kucaklaşarak mutlu olacağını bilir. Sonuçta, gerçek insanı özgür kılar.
Dünyayı cennet sanmak, dünyadan beklentiyi yükseltiyor. Burayı cennet yapmaya gelmedik. Buraya cenneti hak edecek kırıklıkları tatmaya geldik. Buraya cennetin tadını derinden almamızı sağlayacak çekirdek anıları oluşturmaya geldik.
Istakoz içinde büyürken sert kabuk büyümez. Istakoz bir müddet sonra daralan, küçük gelen kabuk içerisinde sıkışır, kımıldayamaz. Sıkıştıkça ıstakoz gerilir, stres altında hisseder ve kabuğundan kurtulmak ister. Kendini güvende hissettiği, konfor alanında olduğu bir yere çekilir ve kabuğundan yorularak belki de acı çekerek kurtulur. Istakoz bu duruma çözüm bulamadığı için kendi başının çaresine bakar. Kendini güvende hissettiği kaya dibinde yeni kabuğunu üretir, büyür ve gelişir. Bu döngü ıstakoz yaşadıkça devam eder. Kabuğunda sıkışan ıstakozun derdine çözüm bulan biri olsaydı, hep aynı ıstakoz olarak kalırdı. Istakozun gelişmesini tetikleyen ve büyümesini sağlayan şey, yaşadığı rahatsızlık ve strestir.
Bu eseri sergimize bağışlayan koleksiyoner Sayın Zeynel İnci'ye teşekkür ederiz.
Comments